14.03.2017

Müftülüğümüz - İlçemiz ve İlçemizde Tarihi Eserler

BABAESKİ'NİN TARİHİ

Bugün Kırklareli'nin ilçesi durumunda olan Babaeski’ye Osmanlılar Babay-i Atik adını vermişlerdir. Yöre'nin yerli halkı, Traklar'dır. Roma döneminde, tarihsel yolların Babaeski'den geçmesi burayı önemli bir merkez yapmıştır. 1359'da Şehzade Murat (l.Murat) tarafından Osmanlı sınırlarına katıldıktan sonra, "Babay-ı Atik" adını aldı. Önce Edirne Merkez Sancağı'na bağlı olan Babaeski, 1879'da Kırklareli Sancak olunca Kırklareli'ye bağlandı.

1854 yılında kurulan en eski belediyeye sahip olan Babaeski'yi, Evliya çelebi ünlü seyahatnamesinde şöyle anlatmaktadır: "Madyan oğlu Yanko zamanından beri bayındır bir kale ve büyük bir şehir idi. Sonra, Sırp, Bulgar ve Hersekliler birleşip İstanbul'u yıkmaya giderken bu şehri de yıkmışlardır. Sonra, Sarı Saltuk Bey, Pravadi yakınında vefat edince, eski vasiyeti üzerine cenazesi yedi adet tabuta konarak her biri bir tarafa götürülürken Edirne Kralı da "bu adam bizdendir" diye Saltuk'un naaşını getirip Babaeski de gömdürmüştür. İste buna dayanarak kasabaya "Babaeski" denilmiştir. Halk bütün vergilerden hariç, güzel bir mıntıka ve yüz elli akçelik kazadır. Bin altmış adet bağ ve bahçeleri, baştan başa kızıl kiremit örtülü alçaklı yüksekli kagir binalari olup, yirmi mihraplıdır."

Evliya Çelebi, Seyahatnamesinde Babaeski'deki mimari eserlerle ilgili olarak ta şunları yazmıştır: "Şehrin doğu girişinde ve su kenarındaki Ali Paşa Camii, medrese, imaret, han ve dükkanların hepsi Semiz Ali Paşa tarafından yaptırılmıştır. Bunlardan başka yedi mescid, yedi çocuk mektebi, yedi han, yüz kadar dükkan,bir aşevi,bir hamam,üç adet tekke ve çarşi içinde hayat suyu akan bir çesmesi vardır. Ayrıca Saltuk Baba ziyaret yeri ve şeyh Mahmud Şühüdi Türbesi buradadir." XX. yüzyılın başında altı mahalle ve kırk üç köyden oluşan Babaeski'nin, 1919 yılında yapılan bir sayıma göre nüfusu 1968 kişiden oluşmakta idi.

SON NÜFUS SAYIMINDA BABAESKİ'nin DURUMU

Yıl Babaeski Nüfusu Erkek Nüfusu Kadın Nüfusu
2016 47.950 24.385 23.565

 

BABAESKİ’NİN COĞRAFİ KONUMU

İlçemiz Kırklareli İline bağlı olup, nüfus bakımından üçüncü, yüzölçümü bakımından beşinci, tarım ve sanayi ürünleri üretimi bakımından ikinci sırada yer almaktadır.

Trakya yarım adasının tam ortasında bulunan ilçemizin;

•Doğusunda Lüleburgaz, batısında Havsa, kuzeyinde Kırklareli İl Merkezi, güneyinde ise Hayrabolu ve Pehlivanköy ilçeleri bulunmaktadır.

•İlçe akarsularını Ergene ve kolları oluşturmaktadır.

 

TARİHİ ESERLER

CEDİD ALİ PAŞA CAMİİ
"SEMİZ ALİ PAŞA CAMİİ"

Babaeski halkı arasında "Büyük Cami" adı da verilen bu cami,1560 yılında Veziri Azam Semiz "Cedid" Ali Paşa tarafından yaptırılmıştır. Mimarı, Mimar Sinan'dır.

Camii, tek kubbeli,çift Revaklı,dış duvarları düzgün kesme taş, üstü kurşun kaplı,tek minarelidir. Çift revaklı son cemaat yeri,altı sütuna oturur. Beş yönlü olup, kapı girişinin üzeri çapraz tonozlu, yanları kubbelidir. İkinci son cemaat yerinin üzeri ahşap kaplamalıdır. 16 sütunlu avluya açılır. Önünde duvarları revaksız bir şadırvan avlusu ve ortada on iki köşeli bir şadırvanı vardır. Avlunun mihrap ekseninde ana giriş kapısı,sağdaki yan kapı üzerinde tamir kitabesi vardır. Cami, 1832 yılında Sultan II. Mahmut'un emri ile onarılmıştır. İç süslemelerde bu onarımda yapılmış olmalıdır.

Altıgen tabanlı kubbesi yanlarda ikişer,mihrap çıkıntısı üstünde bir olmak üzere beş yarım kubbe ile desteklenir. Mihrap çıkıntısını örten yarım kubbe, diğer dört kubbe ile ayni ölçüdedir. Camiin altıgen tabanı köşelerde dışarıya taşırılarak bunların üstüne orta kubbe kasnağını destekleyen payanda kemerleri konulmuştur. Payanda kemerler doğuda ve batıda çift, öbür dört köşede tek olmak üzere sekiz adettir. Bunlar kubbenin yuvarlak kasnağını vurgular. Beş yarım kubbede yine yüksek ve yuvarlak kasnaklıdır. Ana kubbenin dört köşesinde silindir gövdeli, tepeleri dilimli kubbecikli ağır kulecikler vardır. Sağ da tek minare,altı şerefeli ve şerefe altı istalaktitlidir.

Bu cami, Mimar Sinan'ın Selimiye Camii'ni inşa etmeden önce uyguladıgı maket camilerden biridir. İstanbul, Fındıklı'daki Molla Çelebi Camii'nin benzer planındadır.

Semiz Ali Paşa : Kanuni Sultan Süleyman dönemi sadrazamlarındandır. Uzun boylu, gayet iri ve tombul olmasından dolayı "Semiz" diye anılmaktadır. Aslen Hersekli olup, oradan askere alınarak, İstanbul'a getirilmiş,sarayda yetiştirilerek yeniçeri ağası, Rumeli Beylerbeyi olduktan sonra, 1549 'da Vezirlikle Mısır Valiliği 'ne tayin edilmiştir. Burasını gayet iyi idare ettiğinden dolayı İstanbul'a çağrılıp 1561'de Veziriazamlığa getirilmiş, 1565'de vefat etmiştir.

 

FATİH CAMİİ

Küçük Camı", "Eski Cami" olarak da bilinen bu cami, Fatih Sultan Mehmet tarafından 1467 yılında yaptırılmıştır. Edirne-İstanbul yolunun gidiş yönünde Aylı çeşmenin yanındadır.

Kare planlı bir, ibadet mekanı ve bunun kuzeybatı köşesinde bir minaresi vardır. Bina dıştan 11.20x11.90 m ebadındadır. Önüne 1965 yılnda bir kagir son cemaat yeri ilave edilmiştir.

Camiin duvarları kabaca yontulmuş kesme taşlarla yapılmış, çatısı ahşaptır. Camiin doğu, batı ve güney cephelerinde yuvarlak kemerli dörder pencere açıklığı vardır. Minare, kare bir taban üzerindeki kısa bir geçiş bölümünden itibaren çok yüzlü gövde başlar. Düzgün kesme köfteki taşından yapılmış olup, tek şerefeli ve sivri kurşun külahlıdır.

Beyaz badanalı duvar yüzlerindeki tek süsleme, pencere ve mihrabı kuşatan kalem işleridir. Süslemeler XVIII-XIX.yüzyıl süslemeleridir.

Camiin ince uzun bir tamir kitabesi, son tamirde sıva altından çıkartılmıştır. Siyah zemin üzerine, iki satır olarak Arapça yazılmıştır. Kitabe; camiin 20 Şevval 871/ M:25 Nisan 1467'de Fatih'in emri ile yapıldığını bildirmektedir.

SOKULLU MEHMET PAŞA "SİNANLI" KÖPRÜSÜ

Mimar Sinan'ın eseri olup, Veziriazam Sokullu Mehmet Paşa tarafından yaptırılmıştır. Köprünün yapılış tarihi kesin olarak belli değildir. 1565 yılında yapılmış olmalıdır.

Köprü, Alpullu-Hayrabolu yolu üzerinde, 123 metre uzunluğundadır. Alpullu demiryolu istasyonu ile Şeker fabrikası karşısına rastlamaktadır. Kitabesi yoktur.

Mimari bakımdan; Lüleburgaz'daki Sokullu Mehmet Paşa Köprüsü'ne çok benzemektedir. Ondan tek farkı, Ergene nehrinin batak ve kaygan olması nedeniyle orta kemer diğer kemerlerden daha büyüktür (20.05 m. Kadar açıklıkta).

Beş gözlü olan köprünün kemer şekilleri sivridir. Köprünün dört ayağının her biri içinde hafifletme gözleri açılmıştır. Kemerler doğrudan doğruya temelle oluşturulmuşlardır. Köprünün kornişleri, korkuluk taşları, dış yüzleri ile birleştirilmiş, bu taşlar yer yer tek ve çift taş halinde olup, yükseklikleri 1.10 m. dir.

Bu köprünün önemi; Alpullu'yu Hayrabolu'ya bağlamak amacıyla yapılmış olması ve Tekirdağ'dan başlayan menzil yolunun Ergene Nehrini geçmesini sağlamış olmasıdır.

Köprünün mansap tarafının mimarisi değişiktir. Üst tarafında bir balkonu vardır.

HAMAM

Babaeski'de Fatih Camii'nin karşısında yer almaktadır. Kapı üzerindeki kitabesi, Babaeski'nin Yunan işgali sırasında, Yunanlılar tarafından silinmiş olmasından dolayı yapıldığı tarih kesin olarak bilinmemektedir.

Kaynaklarda Cedit Ali Paşa Camii külliyesi içinde hamamdan da söz edilmektedir. Bazı kaynaklar hamamın yıkılmış olduğunu yazmaktadırlar. Burada Çandarlı Halil Paşa'nın da bir hamamı bulunduğunu ve yıkılmış olduğundan bahsetmektedirler. Evliya Çelebi ise, hamamı Cedit Ali Paşa'nın yaptırmış olduğunu yazmaktadır.

Günümüzde Hamam:Kadin ve erkek olarak çifte hamam şeklinde yapılmış olan hamamın,kadınlar kısmı yıkılarak sadece erkekler kısmı kalmıştır.Erkekler kısmının girişi "soğukluk-soyunmalık" kısmının kubbesi çökmüş, daha sonra orta pencere üst seviyeden itibaren ahşap çatı ile kapatılmıştır. 1988'de yapılan onarımlarla eski haline getirilmiştir. Duvarları klasik tuğla ve küfteki taşından almaşık olarak yapılmıştır. Kapı da orijinal taş süslemesi vardır. Plan itibariyle klasik Osmanlı hamam planlarına benzemektedir.

SULTAN IV. MURAT KÖPRÜSÜ

Köprü, ilçenin hemen doğusundaki Babaeski deresi üzerindedir. H:1043/M:1633 tarihinde Sultan IV. Murat tarafından yaptırilmıştır Mimari kesin olarak bilinmemekle birlikte. Mimarının Mimar Kasım Ağa olduğu zannedilmekte ise de, Mimar Kasım Ağa IV. Murat'ın ilk yıllarında bulunmuş, fakat köprünün inşa edildiği 1633 tarihinden evvel vefat etmiştir. Ancak, ölmeden önce köprü planlarını hazırlamış,bu planlara göre başka bir mimar tarafından tamamlanmış olmalıdır.

Köprünün ortasinda bir tarih köşkü ve bunun karşısında bir balkonu vardır. Kitabesi beyaz mermer üzerine beş satir halinde yazılmıştır. Kitabenin sağ ve sol kenarında birer rozet ile Lale ve Zeren'lerden meydana gelen süslemeler vardır.

Altı kemer gözlü ve aralarında ikişer boşaltma gözleri bulunmaktadır. Boyu 72.00 metre genişliği 5.85 metredir.

Edirne asfalt şosesi bu köprüden geçtiğinden köprünün döşemesi sağlamlaştırılmıştır.

Bu köprünün önemli bir özelliği, Rumeli Bostancıbaşısı'nın Rumeli'den gelip İstanbul'a gidecek olan yabancıları burada kontrolden geçirmesidir.

Eski yıllarda Rumeli Bostancbaşı'sı, Rumeli'den İstanbul'a gitmekte olanları, bu köprüde kontrolden geçirirdi.